Konusu:Afrikalı iki genç adam… Biri paralı asker olarak orduda görev yapan Danny Archer, diğeri ise yıllar evvel evinden koparılarak elmas madenlerinde çalışmaya zorlanmış Solomon Vandy… Ortak bir coğrafyaya ait olsalar da, birbirlerinden oldukça farklı geçmişlere sahip bu iki gencin yolları, varlığı ile herkesi büyüleyen bir elmas nedeni ile kesişiverir....
Çok değerli bu elmasın peşinden Amerikalı gazeteci Maddy Bowen’le çıktıkları yolculuk, Solomon için koparıldığı ailesine yeniden ulaşabilme, Danny için ise hayata ikinci bir başlangıç şansı demektir.
Kuşatma, Son Samuray gibi aksiyon dozu yüksek filmlere imza atan yönetmen Edward Zwick, son çalışması Kanlı Elmas ile yine heyecan yüklü bir hikaye ile beyazperdede. Üstelik Leonardo Di Caprio, Djimon Hounsou ve Jennifer Connelly gibi isimlerle birlikte…
Sayfa içeriği:film izle,filmler,yabancı film izle,bedava,bedava film izle,film izlesenefilim izle,yeni filmleri izle,yeni film izle,bedava yeni film izle,yabancı yeni filmler,internette film izle,canlı film izle,kanlı elmas,kanlı elmas filmi,kanlı elmas filmi izle,en iyi filmler izlemek istiyorum,film seyret,online film izle,sinema izle,sinema filmi seyret,kanlı ellmas filmi seyret....
Konusu:Leonard Shelby, pahalı takım elbiseler giyer, son model bir Jaguar kullanır; bunun yanında ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini hep nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir iş adamı görüntüsündedir... Ancak Leonard'ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir. Şüpheleri polis tarafından dikkate alınmayan Leonard'ın yaşamındaki tek mücadelesi, adalet arayışı uzerine kurulmuştur. Katili belirlemesinde ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard'ın nadir görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. "Kaza" oncesi olayları tüm ayrıntılarına kadar hatırlayabilen Leonard, 15 dakika önce ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir...
Meksika’nın pırıl pırıl güneşi, sıcak suları, kızgın ve neredeyse altından kumlu sahilleri her yıl sayısız turisti davet eder. Böyle ortamlar özellikle ucuz eğlence arayan gençlerin ilgi odağıdır. Çok iyi arkadaş olan Amy (Jena Malone) ile Stacy (Laura Ramsey), yanlarına erkek arkadaşlarını da alarak Meksika’daki turistik bir bölgeye tatile giderler. Amy’nin tıp öğrencisi olan erkek arkadaşı Jeff (Jonathan Tucker) oldukça kültürlü bir gençtir. Stacy’nin erkek arkadaşı Eric ise (Shawn Ashmore) partilere katılmaktan aşırı zevk alan özgür ruhlu bir insandır.
Grubun tatili sona yaklaşırken antik Maya harabelerini görme umuduyla bir ormana yolculuk yaparlar. Ancak arkeolojik kazı bölgesine vardıklarında beklenmedik olaylar meydana gelince korkuya kapılan genç gezginler, eski bir taş yapının tepesine sığınırlar. Orada gizlenmiş ölümcül tehditle yüz yüze kaldıklarında gençler için vahşi bir hayatta kalma mücadelesi başlayacaktır.
Binlerce hayatın, binlerce bilinmezliğin ve kargaşanın bir arada yaşadığı ve buluştuğu bir şehir....
Bir arabanın içindeki üç kişi Mulholland yolunda gitmektedirler. Fakat bir kaza olur ve arabadaki iki erkek kazada ölür. Üçüncü kişi olan kadın ise kim ve ne olduğu bilmez bir halde olay yerinden kaçar.
Adı Rita'dır. Hepsi bu ... Ne geçmişi ne de geleceği hakkında hiç bir şey
hatırlamamaktadır. Bir sitenin bahçesindeki çalılıklara kadar sürünür....
Aynı dakikalarda bir restauranda Herb ve Dan adındaki iki arkadaş oturmuş
konuşmaktadırlar. Dan bir gece önce gördüğü bir kabustan bahsetmeye başlar.
Gördüğü rüya içinde bulundukları lokantada geçmektedir. Gördüğü kabus gerçek olmaya başladığında her ikisi de çoktan sarhoş olmuş ve oradan
ayrılmışlardır. Bir patikaya geldiklerinde kabusun en kötü kısmı gerçek olur ve Dan ortada hiç bir sebep olmadığı halde ölür.
Betty bir oyuncu olabilmek umuduyla geldiği Los Angeles'ta teyzesinin
yaşadığı apartman dairesine taşınmaktadır. Daireye yerleşmek için vardığında orada saklanan Rita'yı bulur. Her şeyi unutmuş bu kadına yardım etmeye karar
verir.
Los Angeles'ın başka bir köşesinde ise Adam Kesher adında bir film yönetmeni
mafyaya mensup iki kardeş tarafından dolandırılmıştır
(Keywords:Mulholland çıkmazı filmi,mulholland filmi izle,bedava tam izle,ücretsiz canlı film izle,divx kalitesiyle izle,dvd den izle,cinetr,mulholant cıkmazı seyret full filmizlesene)
Konusu:Güzel bir Amerikan kasabasında yaşayan Tom ve Megan Stark zaman zaman çocuk yapmayı düşünseler de, genellikle evlilikleriyle ilgili problemleri çözmeye çalışmaktadırlar. Megan bir çocuk dünyaya getirip getirmemekle ilgili kendini sorgularken, Tom Megan'ı kaybetmemek için neler yapması gerektiğini düşünmektedir. Çift kendi sorunları ile boğulurken, Tom sorunlarından kaçmak için kendini işine vermektedir. Bir tren kondüktörü olan Tom'a, kaçmak için sığındığı işi daha büyük bir bela getirecektir.Tom'un kondüktörlüğünü yaptığı tren, raylarda takılı kalan bir arabaya çarpar. Arabanın sürücüsü kadın ölmüştür. Ancak oğlu Davey arabadan sağ çıkar. Tom'un işini kaybetmesiyle hayatları değişen çift, asıl değişimi küçük çocuğun yaşamlarına girmesiyle yaşayacaklardır
Konusu:Yeni mezun Oliver, çarçabuk iş hayatına atılmış yirmili yaşlarında bir gençtir. Yoğun geçen iş hayatı yüzünden sürekli seyahat etmektedir. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözüne inanarak, iş hayatındaki hedeflerinde yalnız olmak istemez…
İş seyahatlerinden birinde Emily’yle karşılaşır. Bu bir ilktir. Tanışmalarından itibaren, tam yedi yıl sürecek olan bir karşılaşma döngüsünün içine girerler. Bir türlü; kader mi, yoksa tesadüf mü kestiremezler. Hayatlarının farklı dönem ve durumlarında sürekli bir araya gelen ikili arasında adını koyamadıkları bir ilişki gelişir. Beraberken çok iyi vakit geçirdikleri halde zıt karakterlere sahip olmaları biraraya gelmelerini zorlaştırır. İsmini koyamadıkları bu ilişkileri sadece bir arkadaşlık olarak mı kalacaktır, yoksa daha ötesine mi dönüşecektir?
Modern hayat koşuşturmaları arasında birbirlerine duydukları hisler yüzünden bocalayan iki gencin öyküsü, günümüz aşklarına değişik bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
Scarlett Johansson (Nola Rice) , Jonathan Rhys Meyers (Christopher Wilton) , Emily Mortimer (Chloe Hewett Wilton) , Matthew Goode (Tom Hewett) , Brian Cox (Alec Hewett) , Penelope Wilton (Eleanor Hewett) , Miranda Raison (Heather) , Ewen Bremner (Müfettiş Dowd) , James Nesbitt (Detektif Banner) , Eddie Marsan (Reeves) , Rose Keegan (Carol)
Bir tenis maçında topun çizgiye yaklaştığı anlar vardır. Biraz da şansın yardımıyla top içeri düşebilir ve kazanırsın… Ya da ileri gider ve kaybedersin… Gerçek bu kadar basit midir?
Bir tenisçi olan Chris hayatı boyunca şansı yaver gittiği için kıskanılmıştır. Özellikle en yakın arkadaşı Tom’un kız kardeşi Chloe ile evlenmeye kalkıp büyük bir servetin ortaklarından biri olma şansını yakalayınca…
Chris’in hayatının en mutlu günleri olması gereken evlilik aşamasında hayaller, Tom’un rüyaları bile süsleyecek derecede güzel nişanlısı ile tanışınca sona erer. Hayranlık kısa süre sonra takıntı boyutunda tutkuya dönüşecek ve Chris’i zor bir seçime zorlayacaktır.
Woody Allen’ı Büyük Elma’nın dışına çıkarmayı başarmış olan Maç Sayısı, usta yönetmenin tamamını Londra’da çekmiş olduğu ilk film olma özelliği de taşıyor.
Steven Seagal (Sascha Petrosevitch) , Morris Chestnut (Donny/49er One) , Matt Battaglia (49er Three) , Richard Bremmer (Sonny Ekvall) , Ja Rule (Nick Frazier) , Kurupt (Pit Bull) , Bruce Weitz (Lester) , Linda Thorson (Justice June McPherson) , Tony Plana (El Fuego)
Steven Seagal, kirli işlerle uğraşan bir adam olarak hapishane parmaklıklarının arkasına geçiyor bu filmde, ama olayın aslı çok farklı tabii, aksiyon yıldızı polis kimliğini saklayan bir kahraman bu defa.
Konusu:
FBI Ajanı Sascha Petrosevitch (Seagal), aldığı gizli bir görev üzerine altın işine soyunup, büyük bir vurgun yapmaya hazırlanan bir çetenin içine sızmaya çalışacaktır. Nick Frazier adında bir gangster’in güvenini kazanmasıyla birlikte de karanlık dünyanın içine girmeye başlar.
Esas kimliğini gizlemek için mücadele verdiği karışık olayların içine dalınca, adını dünyanın en zorlu hapishanelerinden birinden alan yeni Alcatraz hapishanesine düşer. Ve gizli görevini burada devam ettirmeye başlar.
80’lerin aksiyon filmlerinden hoşlananlara yönelik bir film. TV kökenli aktör, Don Michael Paul tarafından çekilmiş. Filmin aksiyon sahnelerinde, yenilikçi bir tavır yerine, 80’lerin klasik aksiyon sahneleri örnek alınmış.
Mizah yönü de eksik olmayan bir Steven Seagal aksiyonu.
Konusu:12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra siyasi suçlu olarak aranan bir karı-koca yurtdışına kaçmaya karar verir. Ama çocukları bu konuda onlar için en büyük engeldir. Yurtdışına kaçmadan önce çocuklarını bırakacakları güvenli bir yer ararlar. Çift sonunda çocuklarına 'en güvenli yer' olarak 'Mehtap Anne'nin yuvasını seçer. Onların çocuklarını bıraktıkları yer aslında eski bir hayat kadını olan 'Mehtap'ın bu işi bıraktıktan sonra halen hayat kadınlığını sürdürenlerin çocuklarını bıraktıkları 'Emanetçi Anne' evidir...
Karı-koca yurtdışına kaçtıktan bir müddet sonra çocuklarını alması için bir İtalyan kızı Türkiye'ye gönderir. İtalyan kız, 'Emanetçi Anne'ye bırakılan çocuğu alıp anne - babasının yanına götürmek isterken kendini bir dizi ilginç olayın içinde bulur.
Simon, Jared ve Mallory kardeşler, anneleriyle birlikte yıkık dökük bir eve taşınırlar. Burada tesadüfen buldukları güncenin kapağını kaldırır kaldırmaz hayatları değişir.
Fantastik bir dünyanın olağandışı girdaplarına kapılan kardeşler kendilerini tuhaf yaratıklarla dolu yeni bir dünyada bulurlar.
Fantastik çocuk edebiyatının ünlü serilerinden The Spiderwick Chronicles, serüvenlerini kitap sayfalarından beyazperdeye taşıyan örneklere bir yenisini ekliyor.
Alyson Hannigan (Julia Jones) , Adam Campbell (Grant Fonckyerdoder) , Sophie Monk (Andy) , Jennifer Coolidge (Bayan Fonckyerdoder) , Eddie Griffin (Frank Jones) , Fred Willard (Bay Fonckyerdoder) , Tony Cox (Hitch)
Romantik kadınların kesinlikle seyretmek isteyeceği bir film yaparsanız erkekleri de güldürmek zorundasınız.
Tüm türler, şimdiye kadar hizmet ettikleri beyazperdenin kurbanı oldular daha önce. Korku, gerilim, casus, aksiyon… Sıra etliye sütlüye dokunmayan romantik yapımlara gelmişti diyor Buluşma Olayı’nın yapımcıları.
Rüyalarının erkeğini bulan genç bir kadının önce Kalbinin Sesini Dinle’mesi gerekmez mi? Peki ya damadın Zor Baba’yla tanışması. Birilerinin de Darısı Başıma demesi lazım. En İyi Arkadaşım Evleniyor’ken tüm bunların keyfini de sinemaseverler çıkarmalı.
hiç bir işte dikiş tutturamayan kahramanımız son olarak teleservis işine girer.ancak olaylar karışır ve kendini tam bir çıkmazın içinde bulur.izleyin çok güleceksiniz aynı zamanda duygusal yönüde ağır basmakta filmin.
Diane Keaton (Jan Mannus) , Jon Heder (Jeffrey Mannus) , Jeff Daniels (Mert Rosenbloom) , Anna Faris (Nora Flannigan) , Dorian Missick (Mitch)
29 yaşındaki Jeffrey annesi Jan ile birlikte yaşamaktadır ve bu yaşamdan da vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. Jeffrey’nin hayatı annesi çekici Mert ile tanışınca tehlikeye girer. Mert eve taşınınca Jeffrey annesi ile yeni sevgilisinin ilişkisini sabote etmek için Nora’dan yardım alır. Rekabet gittikçe artarken, herkesi şaşırtan bir gelişme olur ve Jeffrey yavaş yavaş içindeki “yetişkin” i keşfetmeye başlar
Replicant Cyberpunk Airport CGI Exotic Dancer more
Awards:
1 win & 1 nomination more
User Comments:
Conflicted feelings,is worth a rental. more
Organize suçlar detektifi Tae-su (Jung Doo-Hong), lise arkadaşı Wang-jae’nin (Kil-Kang Ahn) cenaze töreni için doğduğu kasabaya geri döner. Tören esnasında yine çocukluk arkadaşları Pil-ho, Dong-hwan ve Seok-hwan ile karşılaşır. Eski dostlar geçmişi yâd ederler, hem de arkadaşlarının kuşku uyandırıcı ölümü üzerine kafa yorarlar. Bu sıradan bir ölüm müdür? Yoksa ortada bir cinayet mi vardır?
Araştırma yapmaya başlayan Tae-Su ve ona yardım eden Seok-Hwan (Ryoo Seung-Wan) şaşırtıcı bir sonuca ulaşır. Wang-Jae’nin esrarengiz ölümünde, yasadışı işlere bulaşmış lise arkadaşları Pil-Ho’nun (Lee Beom-Soo) parmağı vardır.
Uzakdoğu sinemasının yükselen yıldızı Ryoo Seung-Wan yönetmenliğindeki nefesleri kesen aksiyon filminde ünlü aktör Jung Doo-Hong başrolde…
1935 yazının en sıcak günleri… On üç yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecilia ve hizmetçilerinin oğlu Robbie’nin gizli bir şekilde flörtleşmelerine tanık olur. Çocuk aklı ile gördüklerini yanlış yorumlaması üzerine yıllarca sürecek büyük bir trajedenin yaşanmasına neden olacaktır.
O andan itibaren bir daha hiç düzelmeyecek kadar trajik bir şekilde kaderleri birbirlerine bağlanan bu üç insan da, hak etmedikleri bir kefaretin farklı şekillerde kurbanı olacaklardır.
Dört dalda Oscar adayı olan Aşk ve Gurur’un yönetmeni Joe Wright, bir başka kitap uyarlaması olan Kefaret ile yeniden romantizmin ve dramın sınırlarında dolaşıyor. Başrolde ise yine Aşk ve Gurur’da birlikte çalıştığı güzel yıldız Keira Knightley var.
Antonio Banderas, Meg Ryan, Enrico Colantoni, Selma Blair, Aki Avni, Colin Hanks, Gary Grubbs, Eli Danker, Kip Cummings, Ted Ferguson, Thomas Joseph Adams, Tom Adams, Austin Barton, Barry Barton, Hannah Barton, John T. Billingsley, Dan Braverman, Dodie Brown, Edrick Browne, Michael Byrnes, Andrei Constantinescu, John F. Daniel, Amber Dawn, Brad Dison, Corey Flaspoehler, Melonye Grant
Yapımcı :
Avi Lerner, Julie Lott, Richard Salvatore, Heidi Jo Markel, Nick Allan
Joaquin Phoenix (Joseph) , Mark Wahlberg (Joseph Grusinsky) , Robert Duvall (Burt Grusinsky) , Eva Mendes (Amanda Juarez) , Tony Musante (Jack Shapiro) , Antoni Corone (Michael Solo) , Alex Veadov (Vadim Nezhinski) , Katie Condidorio (Hazel)
New York’lu bir gece klubü yöneticisi olan Joseph’in başı kulübe musallat olan Rus mafyası ile derttedir. Erkek kardeşini ve babasını bu adamlardan koruyabilmek için hayatını feda etmeye hazırdır.
Joaquin Phoenix, Mark Wahlberg, Robert Duvall ve Eva Mendes gibi isimlerle güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmin ilk gösterimi 2007 Cannes Film Festivali’nde yapıldı.
Konusu:Kötü ruhlu Manchu askerleri karısını ve tüm köyünü öldürmüşlerdi. Kung fu ustası Hung Fey Kwun, Shaolin Manastırı’ndaki çalışmalarını tamalayıp köyüne döndüğünde bu saldırıdan sağ kalan tek kişi olan oğlu Ting ile birlikte öç almaya yemin etti. Yedi yıl boyunca Eski Çin’de yaptıkları bu yolculukta oğlunu da kendisi gibi bir savaşçı olarak yetiştiren Kwun’a, kendini borçlu hissettiği Shaolin Manastırı tarafından, haritası beş küçük çocuğun sırtındaki dövmelerden oluşan gizli bir hazineyi bulma görevi verilir.
Paha biçilmez bir hazineyi bulma görevi verdiklerinde geri dönmesi gerektiğini anlayan Kwun, Manchu komutanlarının bu hazineye dair haritalar hakkında haber aldıklarını öğrenir. Böylece, hem yıllar önce kaybettiği ailesinin intikamını alma, hem de onurlu bir görevi yerine getirme fırsatını yakalar. Filmin yanlızca meraklılarına hitap ettiğini söylemekte fayda var. Kung fu, Kung fu, Kung fu ve mizah. Hepsi de Hong Kong’tar çıkma...
Oyuncular : Bruce Willis , Damon Wayans , Chelsea Field
Yönetmen : Tony Scott
Bruce Willis ve Damon Wayans,
Konusu: kurulan tuzakları atlamak için bir araya gelen, kılıksızdedektif ve rezil oyun kurucuyu oynuyor. Olaylar sertleştikçe, onlar daha komikleşiyorlar.
Cameron Diaz (Joy) , Ashton Kutcher (Jack) , Krysten Ritter (Kelly) , Lake Bell (Tipper) , Dennis Farina (Banger) , Queen Latifah , Michelle Krusiec (Chong)
Parti delisi karizmatik Jack Fuller ve ticaretle uğraşan Joy McNally’nin tesadüfi olarak Las Vegas’ta paylaştıkları gürültülü bir haftasonu, onlar için hayal meyal anlardan çok hatırlanacak izler bırakır…Bu iki tatilci New York’lu, hiçbir acı hissetmedikleri o anda Vegas-stili bir evlilik sözleşmesine imza atmamış olsalardı, kim bilir belki herşey farklı olurdu…Ama burası Vegas..
İki farklı cinsiyet arasındaki hiçbir savaş Jack ve Joy gibi iddialı iki gladyatöre ev sahipliği yapmamıştır. Jack ve Joy “saadet dolu evliliklerini” birbirlerini öldürmeden altı ay sürdürmeyi başarabilecekler ve büyük ganimete ulaşabilecekler mi? Ya da ikisi arasındaki bu hararetli kıvılcımlar birgün kalplerine sıçrayıp sahte ilişkilerini şaşırtıcı bir gerçekliğe mi dönüştürecek?
Konusu:Ann (Naomi Watts), George (Tim Roth) ve oğulları Georgie (Devon Gearhart) kısa bir tatil için göl kenarındaki yazlık evlerine giderler. Vardıklarında komşuları Fred ve Eva’de bir gariplik sezerler. Ertesi sabah golf oynamak üzere sözleşmişlerdir. George ve Georgie yelkenli teknelerini tamir ederken, Ann de yemek yapmaya koyulur. Bu sırada Eva’ların misafiri olarak tanıştıkları genç ve kibar görünümlü Peter (Brady Corbet) Ann’den yumurta istemey gelir. Birden, Peter’ın içeriye nasıl girdiği konusunda şüphelenen Ann yumurtaları vermekte tereddüt yaşar ve bu, aile için gerilim dolu saatlerin başlangıcı olur
Tam Ekran izlemek için filmin üstüne iki kere tıklayın...iyi Seyirler.Yorumlarınızı Bekliyoruz...
The Orphanage (Yetimhane), hayatın kırılganlığı, kaybedilmişlerin ıstırabı ve bir annenin sonsuz sevgisi üzerine…
Konusu:Laura, çocukluğuna dair en mutlu günlerini deniz kenarındaki bir yetimhanede geçirmiştir. Yetimhanenin çalışanları ve Laura’nın birlikte büyüdüğü arkadaşları ona her zaman ilgi ve sevgi göstermişlerdir.Şimdi, 30 yıl sonra, Laura, kocası Carlos ve 7 yaşındaki oğlu Simon’la çok güzel yıllar geçirdiği yetimhaneye geri dönmüştür. Hayali, uzun süredir kapalı olan yetimhaneyi restore ettikten sonra engelli ve hasta çocuklar için bir yaşam alanı haline getirmektir….
Kalabalık şehir meydanında bir parfüm yapımcısı olan Jean-Baptiste Grenouille’ün (BEN WHİSHAW) hüküm giymesini izlemek için toplanmıştır. Halk zincirlerinden tutulup sürüklenen adamı kalenin balkonunda gördüğünde gürültüyle öldürülmesi için tezahürata başlar.
22 yıl önce. Paris.
Grenouille’in annesi (BİRGİT MİNİCHMAYR) yılın en sıcak gününde şehrin balık pazarının bulunduğu mahallede doğum yapmaktadır. Bu istenmeyen çocucğu çevresinden saklamaya çalışmaktadır. Fakat yeni doğan bebek çıkardığı inanılmaz gürültü sayesinde çevreden yetişenler tarafından annesinin gazabından kurtulur. Çocuk yaşayacaktır fakat annesi çocuğunu öldürmeye çalıştığı için asılarak idam edilecektir....
Grenouille hayatının ilk yıllarını Madame Gaillard’ın (SİAN THOMAS) yetimhanesinde geçirir.. Diğer çocuklar onda bir gariplik olduğunun farkındadılar. Altı yaşına geldiğinde küçük çocuk hala konuşamamaktadır fakat kokular hakkındaki inanılmaz yeteneği ortaya çıkmaya başlamıştır.
13 yaşına geldiğinde Madame Gaillard 10 franka Grenouille’I Grimal’a (SAM DOUGLAS) satar. Grimal bir deri işleme atölyesi işletmektedir. Yaşam şartları cehennemden beter, pis kokulu nitratlar,kokuşmuş postlar içinde geçmektedir fakat bu ortamda hayatta kalmayı başarıp genç bir adam olmuştur.
Paris’e ilk gittiğinde havada hiç tanımadığı yabancı kokuları keşfeder genç adam… Ve bu kokular onu hiç sahip olmadığı olamayacağı hayallerine sürükler… istemeden de olsa bir genç kadının ölümüne sebep olur...'Koku'filmi doğru dürüst reklamı yok basın yayında ama bence reklamını içten içe yapmış enterasan bir film!yani diyosun sanat ve katliam nasıl böyle içiçe olabilir ama olmuş!!izleyicileri basbaya ikiye bölmüş bizim yorumcu arkadaşlarıda:ı bi gerçek var dönemini iyi yansıtmış,çekimlerde bi kusur yok gizemli,suçlu ve gerilimli bir film olmuş farklı yani;)izleyin görün?!
KONUSU:Dış İlişkiler Konseyi kutsal hazine için ilk maceranın başladığı topraklara yeniden geri döner. Ancak 'Herşeyi Gören 12 değerli taş' içinde hipnotik bir güce sahip olan 'Ephod' taşına ihtiyaçları vardır. Konseydekilerin bu fikrini öğrenen Indiana Jones onları takip eder. Çünkü eğer biri Ephod'u ele geçirirse, onun gücüne dayanamayacak ve kişilik değiştirerek dünyayı yönetme gücüne sahip olacaktır. Ephod Armageddon Savaşı'nı yeniden başlatacak güce sahiptir.
Süper hollywood kültürünün biricik (babasından sonra) kemik-iskelet arayıcısı harrison efendi 65 yaşında birine göre baya iyi bir performans göstermiş.öyle ki "atom bombası" patlayan bir kasabadan buzdolabının içine girerek her türlü fiziksel,kimyasal biyolojik travmadan kurtuluyor.tüm dünyadaki nükleer enerji çalışanlarının sonsuz katı radayasyona çoktan bağışık olduğunu zaten filmin başında yapımcı steven kral bir basın toplantısında belirtmişti. peruya arkadaşının peşinden veliahtı,biricik gözdesi mutt ile uçan süper-arkeoloğumuz buradaki potansiyel tarihten,iskeletten anlamaz, cahil ve kimisi (ne hayal gücü ve mantıksa) artık maymunluğundan olsa gerek ağaç dallarında yaşaya yaşaya vahşileşmiş, adeta hilkat garibesine dönmüş yerlilerden sıyrılıp "manyetik" kafatasını bulur.tabiki yalnız değildir bulduğunda.artık neredeyse mide bulantısı veren basit senaryoda bu kısmı izlerken gözlerimi kapatıp hemen hemen tüm diyalogları ezbere söyledim ve emin olun söylersiniz.nihayetinde kafatası "düşmanın" elindedir çünkü meğersem henry jonesu başından beri izliyorlarmış...(takdir- ilahi) imdi sıra amazonun balta-keser ve emin olun jones'un soyundan tek kimsenin girmediği ormanlarında macera aramaya...veliaht mutt burda, tipi zaten itici ve üzerine olabildiğince berbat seste dublaj yapıldığından iğretiyle izlenen "ukraynalı bayan doktor" ile öle bir kılıç-kalkan düellosu yapıyor ki babasını aratmayacuğına kanaat getiriveriyorsunuz.(ben bu sahnede mısırım bitmesin ve canım sıkılmasın diye "geviş getiriyordum" bu arada.) "yaw bu filmde hiç mi izlenmeye değer bi şey yok?"diyorsanız sadece "görsel efektlere" bakın derim.o da hani film yapılırken ve izlemek için verdiğiniz paranın yüzü suyu hürmetine....
Oyuncular:Jordi Galcerán (Xavi Giménez) , Calista Flockhart (Amy Nicholls) , Richard Roxburgh (Robert Marcus) , Elena Anaya (Helen Perez) , Gemma Jones (Mrs. Folder) , Yasmin Murphy (Maggie) , Colin McFarlane (Roy) , Michael Pennington (Marcus) , Daniel Ortiz (Matt) , Susie Trayling (Susan)
KONUSU:Mercy Falls Çocuk Hastanesi, yüzyıla yakın bir süredir hizmet veren bir hastane olmasına rağmen atık ihtiyaçları karşılayamadığı için kapatılmak üzeredir. Yakınlarda olan bir tren kazası, tahliye işlemlerini durdurur. Hastane inanılmaz derecede bakımsız ve harap durumda da olsa yaralıların tedaviye ihtiyacı vardır.
Fakat hastanenin koridorlarında ne görülebilen ne de dokunulabilen, sadece varlığı ile korkunç acı veren ve nefret dolu bir cisim dolaşmaktadır. Çocukları inanılmaz derecede tedirgin eden bu cismin, hastanenin yıllardır kullanılmayan ikinci katında yaşadığı sanılsa da kimse bu gariplikle mücadele etmek istememektedir. Hastanedeki bütün düzensizliklerle ilgilenmesi için gönderilen Hemşire Amy, bütün bu olaylara kayıtsız kalamaz ve hastanenin geçmişine ait korkunç sırları keşfederken bir yandan da kendi gerçekleri ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
2002 tarihli Darkness filminin de yönetmeni olan Jaume Balagueró yine korku-gerilim türünde bir çalışmaya imza atıyor. Başrolde ise Ally McBeal karakteri ile TV dizileri arasında yer etmiş Calista Flockhart oynuyor.
Oyuncular:Lori Cardille (Sarah) , Terry Alexander (John) , Joe Pilato (Yüzbaşı Rhodes) , Jarlath Conroy (William McDermott) , Antone DiLeo (Er Miguel Salazar) , Richard Liberty (Dr. Logan) , Howard Sherman (Zombi Bub) , G. Howard Klar (Er Steel) , Ralph Marrero (Er Rickles) , John Amplas (Dr. Ted Fisher) , Don Brockett (Zombilerin lideri)
KONUSU:Yaşayan ölülerin hükmettiği kontrolden çıkmış bir dünyadayız. Küçük bir grup bilimadamı ve asker, Florida’daki bir füze silosuna sığınmış, dünyanın kaderini belirlemeye çalışıyorlar. Bilimadamları bir yandan yakaladıkları zombiler üzerinde korkunç deneyler yaparak bir tedavi aramaya çalışırken, bir yandan da askerlerin tutkularını tatmin edecek arayışlara zorlanıyorlar.
Bir süre sonra, araştırmacıların aralarından bazılarını deneylerde kullandığını farkeden askerlerle araları bozulduğunda, sığınağa sızmaya başlayan zombilerin tehdidi daha da sinir bozucu bir hal alıyor.
Ölülerin Şafağı’nın kaldığı yerden devam eden filmde, yeni bir grup insanın hayatta kalma mücadelesi, önceki iki filmden daha da kanlı bir şekilde anlatılıyor.
Konusu:Johnny Blaze, tehlikeli motorsiklet sahnelerinde oynayan bir dublördür. Beklenmedik olaylar sonucu babası ve kız arkadaşının hayatı karşılığında ruhunu şeytana satar ancak bu değiş tokuş onu geceleri ortaya çıkıp intikam alan şeytani ve lânetli bir ruha dönüştürür. Artık o motorunu cehennemin ateşiyle alev alev sürmektedir.
Nicholas cage oynadığı ve marvel yapımı olmasının büyük bi etksi var. kurgusu iiydi.ses efeklerine gelince çok çok iyiydi. ama görüntü efeklerini beğenmedim. alevler çok sahte duruyodu. motordan düştüğü sahne harikaydı
Hong Kong’un arka sokaklarında gerçekleşen kovalamaca ve dövüş sahnelerindeki yoğun ve vahşi aksiyon karşısında ağzınız açık kalacak.
Hong Kong aksiyon türünün soluk soluğa izleyeceğimiz bu örneğinde Infernal Affairs üçlemesinden tanıdığımız usta oyuncu Edison Chen başrolde yer alıyor. Gözünü hırs bürümüş Kamboçyalı suikastçı, Hong Kong’daki “iş”ini bitirmiş, polisten kaçmaktadır. Peşindeki dedektif, ekibindeki en iyi adamları öldüren suikastçıyı bulmaya kendini adamıştır. Bu yolda inanılmaz yöntemlere başvurup intikamını alacaktır.
Yüksek tansiyon" son derece izlenilmesi gereken 1 film izleyicinin ruh halinden çıkıp bambaşka 1'i olmasının yanında tuhaf ürpertiler içerisinde oluşu ve ruh olgusu içinde tahmin edilemeyen 1 biçimde izleyiciyi şaşırtması oldukça üstün yetenek ve üstün 1 performans diyebilirim... kesinlik kazanılırken kaybedilen hayat akışı insanı bazen çok gereksiz yere yorması ve sonucu muhtemelen bilinmeyen yönlere kayması izleyiciyi şaşırtıcı kılıyor!... sonuç olarak an ve an izleyicinin konusu bakımından ilgisini çekmesi yanında diğer 1 yönüyle de dehşete düşürüyor olması çok şaşırtıcı görünebilir... yapılması gereken bakılan yer değil baktığın çevreye dikkat gerekiyor tarzı arkadaşlar... izlemeyenlerin 1 an önce bu filmi izlemelerini ve yorumlarını dile getirmeleri gerekli... sevginin bütünlüğünü tüm kalplerde yaşamak dileği ile..
----Stephen King'in Sis(The MiST) öyküsü Film Oldu----
Yıllar önce Altın Kitaplar tarafından yayınlanmış bulunan SİS adlı kitabın içindeki aynı adlı uzun öykü, daha önce de Stephen King'den uyarlama filmler çekmiş olan başarılı yönetmen Frank Darabont (Esaretin Bedeli / The Shawshank Redemption, Yeşil Yol / The Green Mile) tarafından filme aktarıldı... Orjinal adı The Sceleton Crew olan bu kitaptaki en uzun öykü olan Sis (The Mist)'in yıllardır neden filme çekilmediğini düşünür dururdum. En sevdiğim Stephen King öykülerinden biri olan Sis'in sonunda film haline gelmesi ve gördüğüm fragman beni heyecanlandırdı. Filmde Darabont yönetmenliğin yanı sıra senaristliği de ele almış. Oyuncular ise; Thomas Jane, Marcia Gay Harden, Nathan Gamble, Alexa Davalos gibi tenımadığımız kişiler. Böylesi daha iyi bence. Bu öyküyü anlatan bir filmde star olması öyküye zarar verebilir düşüncesinde olanlardanım...
Konusu:2007. Fransız başkanlık seçimlerinde muhafazakar ve aşırı sağcı taraf karşı karşıya gelir. Yöre halkı iyice hareketlenir. Varoşlarda ayaklanma çıkmış, her köşede alevler yükselmektedir. Kent merkezindeki kargaşa ortamından yararlanmak isteyen küçük çaplı bir hırsız çetesi, büyük bir soygun hazırlığındadır. Başarılı oldukları takdirde ülke dışına kaçaçak ve çetenin kadın üyesinin çocuğunu aldırabilmesi için gereken parayı elde edeceklerdir.
Ancak soygun sırasında işler kötü gider ve grup bölünür. Polisten kaçmaya çalışan bazı çete üyeleri, Lüksembourg sınırı yakınında ıssız, köhne bir pansiyona saklanırlar. Soyguncular kaba saba görünümlü otel sahiplerinin, eski bir Nazi olduğundan habersizdirler. Pansiyon sahibi kendi ari ırklarından oluşan yeni dünya düzeni kurmak için, faşist fantezilerini bu kişiler üzerinde gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar. Ancak beyaz ırkçıların dışarıda bu hayallerini uygulama şansı olmadığı için sahibi oldukları otelde çeşit çeşit sapıklık ve yozlaşmayla dolu ürkütücü bir atmosfer yaratmalarına yol açmıştır.
Artık genç kahramanlarımızın azap ve çilelerle dolu günleri başlamıştır. Otelin karanlık ve ürkütücü odalarında her türlü aşağılama ve işkenceye tabi tutulurlar
2007. Fransız başkanlık seçimlerinde muhafazakar ve aşırı sağcı taraf karşı karşıya gelir. Yöre halkı iyice hareketlenir. Varoşlarda ayaklanma çıkmış, her köşede alevler yükselmektedir. Kent merkezindeki kargaşa ortamından yararlanmak isteyen küçük çaplı bir hırsız çetesi, büyük bir soygun hazırlığındadır. Başarılı oldukları takdirde ülke dışına kaçaçak ve çetenin kadın üyesinin çocuğunu aldırabilmesi için gereken parayı elde edeceklerdir.
Ancak soygun sırasında işler kötü gider ve grup bölünür. Polisten kaçmaya çalışan bazı çete üyeleri, Lüksembourg sınırı yakınında ıssız, köhne bir pansiyona saklanırlar. Soyguncular kaba saba görünümlü otel sahiplerinin, eski bir Nazi olduğundan habersizdirler. Pansiyon sahibi kendi ari ırklarından oluşan yeni dünya düzeni kurmak için, faşist fantezilerini bu kişiler üzerinde gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar. Ancak beyaz ırkçıların dışarıda bu hayallerini uygulama şansı olmadığı için sahibi oldukları otelde çeşit çeşit sapıklık ve yozlaşmayla dolu ürkütücü bir atmosfer yaratmalarına yol açmıştır.
Artık genç kahramanlarımızın azap ve çilelerle dolu günleri başlamıştır. Otelin karanlık ve ürkütücü odalarında her türlü aşağılama ve işkenceye tabi tutulurlar
Natalie Portman (Anne Boleyn) , Scarlett Johansson (Mary Boleyn) , Eric Bana (Henry Tudor) , Jim Sturgess (George Boleyn) , Mark Rylance (Sir Thomas Boleyn) , Kristin Scott Thomas (Lady Elizabeth Boleyn) , David Morrissey (Norfolk Dükü) , Benedict Cumberbatch (William Carey) , Oliver Coleman (Henry Percy) , Ana Torrent (Katherine) , Eddie Redmayne (William Stafford)
Bu iki kız kardeşin arasına giren tek birşey var: Bir Kraliyet!
Bir krala duyulan aşk, iki kardeşi ancak bu kadar birbirinden ayırabilirdi.
Kadınların kaderini babalarının belirlediği bir dönemde iki kız kardeşten biri kurallara uyarken bir diğeri boyun eğmedi.
İstediğiniz herşeye sahip olmak için tek yapmanız gereken en çok sevdiğiniz kardeşinize ihanet etmek olsa napardınız?
Lucy Liu (Sadie Blake) , Robert Forster (Lloyd) , Cameron Richardson (Collette) , Allan Rich (Harrison) , Samantha Shelton (LA Weekly Editor) , Kevin Wheatley (Ethan Mills) , James D’Arcy (Rahip) , Michael Chiklis (Clyde Rawlins) , Cameron Goodman (Kaitlin)
Başarılı bir araştırmacı gazeteci olan Sadie, Los Angeles’ta gizli bir tarikat üzerine araştırmalar yapmaktadır. Özellikle genç ve modern insanları hedef seçen bu tarikatın altında korkunç gerçekler yatmaktadır.
Ağına düşürdüğü gençlerin hepsi ortadan kaybolmaktadır, ama Sadie araştırmaları sonrasında aslında bu insanların hepsinin ölmüş olduğunu anlar. Tüm bu işin arkasındaki kişiye son derece yaklaşmışken kendisi de kurban olmaktan kurtulamaz. Artık gerçekleri dışarıdan araştıran bir gazeteci değildir, bizzat yaşayan bir kurbandır.
Gothika, Ölümcül Kargo gibi filmlerin senaristi olarak tanıdığımız Sebastian Gutierrez, üçüncü yönetmenlik denemesi olan Diriliş: Vampir Avcısı’nda gerilimin sularında dolaşıyor.
Hugh Grant , Julia Roberts , Rhys Ifans , Richard McCabe
William Thacker Batı Londra’nın değişik bir yöresi olan Notting Hill’de yaşamaktadır. Eşinden boşanmış olan William, evini biraz tuhaf olan Spike adlı biri ile paylaşmaktadır ve Notting Hill’in tam merkezindeki Pazar caddesinde Portobello Road’da bir kitapevinin sahibidir.
Bir gün dünyaca ünlü film yıldızı Anna Scott’un dükkanına gelmesi ile William’ın yaşamının akışı değişir. Birbirini takip eden komik olaylar sonunda Anna ile William çıkmaya başlarlar.
“Dört Nikah Bir Cenaze - Four Weddings and A Funreal” filmini yaratanlar tarafından çekilen bu romantik-komediyi kaçırmamanızı öneririz.